Yaşlanmanın belirtileri herkes için aynı yaşta veya aynı şiddette ortaya çıkmaz. Bunun sebebi, kronolojik yaşlanmanın yanı sıra, bireysel seçimlerimize büyük ölçüde bağlı olan bir dizi faktör ve davranışın yaşlanmayı vurgulayan ve hızlandıran etkileri olmasıdır. Burada sadece UV ışınları, yani foto yaşlanma hakkında konuşmuyoruz, aynı zamanda kirlilik, tütün dumanı, stres, uyku eksikliği ve kötü beslenme gibi bir dizi unsurdan bahsediyoruz. Diğer bir deyişle, cilt ekspozomu.
Bu yenilikçi kavram, aynı genetik materyali paylaştıkları için aynı hızda yaşlanmaları gereken eşler üzerindeki çalışmaların sonucudur. Ancak güneş kremi kullanımının fark yaratmadığı, aynı zamanda çevre, iklim, kirlilik, sigara içmek, iş ve beslenme gibi faktörlerin de fark yarattığı bulundu. Bu da benzer yüzlerin çok farklı yaşlanma belirtileri gösterdiği bir duruma yol açar.
Cilt ekspozomu, cildin her gün maruz kaldığı ve stres altında kaldığı dışsal ve içsel faktörlerin bir kombinasyonudur ve yaşlanma sürecini önemli ölçüde etkileyebilir.
Bu nedenle, cilt yaşlanmasına erken müdahale etmek için 25-30 yaşlarından itibaren hedefe yönelik bir strateji izleyerek başlayabiliriz, çünkü bu yaşlarda yüzümüzde yaşlanmanın ilk belirtilerini görmeye başlarız. Bunlar genellikle yüz kaslarının tekrarlayan hareketlerinden kaynaklanan ifade çizgileridir 40 yaşında bir kadının cildi aynı zamanda daha az tonlu ve daha az esnek olur, daha derin kırışıklıkların çoğalmaya başladığı zamanıdır.
CİLT YAŞLANMASININ SEBEPLERİ
Bu nedenle cilt yaşlanması, genetik faktörlere ek olarak cilt ekspozomundan kaynaklanır ve temel olarak iki süreç üzerinden etki eder:
-
Serbest radikallerin oluşumu;
-
Glikasyon
SERBEST RADİKALLER VE CİLT YAŞLANMASI
Cilt, vücudun dış etkenlere karşı koruma sağlayan en büyük organıdır. Ancak sadece inert bir kabuk değil, aynı zamanda vücudun tüm hücrelerinde normalde oluşan serbest radikalleri kontrol altında tutmak için gereken sofistike bir antioksidan sisteme sahip hayati bir organdır. Serbest radikaller, proteinleri, yağları ve hücrelerimizin DNA‘sını bozabilen oldukça kararsız moleküllerdir, ancak cildimizde yeterli miktarda glütatyon ve C vitamini gibi antioksidanlar varsa, zarar vermeden önce bunları nötralize edebiliriz.
Ancak çevremiz de, UV ışınları, kızılötesi ışınlar ve duman gibi, aynı zamanda sağlıksız ve stresli bir yaşam tarzı serbest radikaller oluşturur; bu da cildimizin antioksidan sistemini sayıca aşan bir fazla serbest radikalle mücadele etmesine neden olabilir. Bu durum dengesiz bir durumu ortaya çıkarır ki buna oksidatif stres denir, bu da yaşlanmanın ana nedenlerinden biridir.
Cildimizi korumak için dışarıdan da müdahale edebiliriz, UV ışınlarına maruz kalma süresini azaltabilir ve uygun kozmetik ürünleri kullanabiliriz, ancak aynı zamanda içsel olarak da meyve ve sebzelerle zengin bir diyetle kendimize değerli antioksidanlar, vitaminler ve mineraller sağlayarak içeriden de mücadele edebiliriz.
GLİKASYON VE CİLT YAŞLANMASI
Glikasyon, bir şeker molekülünün spontane olarak bir proteine bağlanması durumunda meydana gelir.
Bu bağ, ileri glikasyon son ürünleri (AGE‘ler) adı verilen maddelerin oluşumuna yol açar ve bu maddeler vücuda önemli ölçüde zarar verebilir.
Gerçekten de AGE‘lerin fazlalığı, esnek ve tonlu bir cilt için önemli olan kollajen ve elastin gibi birçok proteini denatüre edebilir.
Glikasyon süreci genellikle yavaş ilerler, ancak yaşlanma sürecinde önemli ölçüde artabilir ve diyet glikasyonu kontrol altında tutmada son derece önemli bir rol oynayabilir.
Özellikle şeker ve rafine karbonhidrat alımını azaltmanızı, düşük kan şeker seviyelerini korumanızı ve bu şekilde endojen AGE‘lerin oluşumuna karşı savaşmayı başarmanızı öneriyoruz.
CİLT YAŞLANMASIYLA SAVAŞMAK İÇİN
Beslenmemiz vücudun sağlığı ve iyiliğini önemli ölçüde etkileyebilir. Özellikle gıdaların aktif bileşenleri, cilt üzerinde olumlu etkileri olan hatta yaşlanmayla savaşmaya yardımcı olan bileşenlerdir.
Ancak genellikle tükettiğimiz mikro besin maddelerinin miktarı çok düşük olabilir, bu nedenle cilt yaşlanmasının etkileriyle mücadele etmek için modern bir yaklaşım, kozmetik tedavilerle birlikte çalışmak ve desteklemek için besin desteklerinin kullanılmasını içerir.